17 Haziran 2009 Çarşamba

The Fall (2008)


Çocukluğumda beni en çok etkileleyen filmin Labirynth olduğundan söz etmiştim. Büyüklüğümde ise aynı açılardan beni en çok etkileyen film The Fall oldu. 1986 yılında Labirynth'i izlediğimdeki duygular 2008'de bu harika filmle resmen hortladılar. Heyecan, anneanneden fantastik bir masal dinliyormuş hissi, hayranlık, çocukça bir tedirginlik... Acemi hissetmek. Evet bu filmi bu kadar çok sevmemin baş nedeni sanırım bu. Şimdi şu olacak, bu olacak gibi sinema kahinliği yapmama fırsat vermemesi, beni bilmiş sinefil formatından küçük çocuk formatına sokmuş olması.
The Fall'u buraya eklememin bir sebebi de, benim sinema zevkime güvenen ve bu filmi hala izlememiş birkaç insan kaldıysa onları ikna etmek. Farklı bir şey izlemek, film izlerken ürettiğiniz alışılmış birkaç duygunun dışına çıkmak, biraz hayallere dalmak istiyorsanız bundan daha iyi bir tavsiyem olamaz.
Yönetmenliğini 2000 yılında The Cell'i de çekmiş olan Tarsem Singh'in yaptığı The Fall'da, aynı zamanda son zamanların en iyi çocuk oyuncusunu keşfediyorsunuz. Catinca Untaru.


The Fall'da bir sürü katman sizi bekliyor. Bir dublörün aşkta ve işteki düşüş hikayesini de izleyebilirsiniz bu filmde, küçük bir kızın hayal dünyasını da, o hayal dünyasında anlatılan birçok farklı hikayeden birini de seçebilirsiniz. Ama izlerken şu aklınızın bir köşesinde olsun; The Fall minimumda özel efekt kullanılarak, 18 farklı ülkede, 26 farklı mekan gezilerek çekilmiş. İzlerken ayakları yerden kesse de yapım aşamasında ayakları yere basmış, çok titiz bir çalışmanın sonucu.

Roy: How did you hurt your arm?
Alexandria: I felt.
Roy: Me too.

...ve hikaye başlar.


3 yorum:

  1. Şimdi kıllık yapmiim ama hiç özel efekt kullanılmadığına emin miyiz? Adamın ağzından gerçekten kuşlar çıkmış yani.

    YanıtlaSil
  2. birkaç kaynakta yazıyordu. ama evet haklısın hiç demiyelim minimumda diyelim.

    YanıtlaSil
  3. ama film şahane o başka...

    YanıtlaSil