16. Altın Koza Film Festivali'nde Siyad En İyi Film Ödülü ve Büyük Jüri Yılmaz Güney Ödülü'nü kazanan, etkileci bir film. Bir yıllığına uzak bir Kürt köyüne giden Türk öğretmenin oradaki öğrenciler ve aileleriyle yaşadıklarını anlatıyor. Aslında bu bir belgesel çünkü köy halkı gerçek, öğretmen gerçek , hikaye zaten gerçek. Denizli'li Emre tek kelime Kürtçe bilmeden, tek kelime Türkçe bilmeyen çocuklara ders anlatmaya çalışırken, içinde bulunduğu bu zor koşulları annesiyle telefonda dertleşerek aşmaya çalışıyor. Siz de 103 dakikalığına o Kürt köyüne gidiyor, oradaki zor hayata şahit oluyor, sıcacık evinizde, rahat koltuğunuzda çaresizliğinizi perçinliyorsunuz. Çok karamsar bir yorum oldu belki ama o köy gerçekten uzak. Bize, gerçekte olduğundan da uzak. Kürt, Türk kavgalarının ortasında o ufacık çocukların anlamını bile bilmeden "ne mutlu Türk'üm diyene" demeye çalıştıkları sahne her şeyi özetliyor.
Ayrıca yapısı itibariyle (belgesel gibi gerçek insanlar ile çekilmesi, okulun ve öğrencilerin gerçek olması) 2 sene önce altın Palmiye kazanan Sınıf (Entre Les Murs) filmini anımsattı bana. Mutlaka izleyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder