İyi haftalar okurlar. Her zaman beğendiğim filmlerden söz etmek durumunda değilim bence. O yüzden bugün vizyonumuzun gözde filmlerinden 2012'yi ele alıyorum. Dün akşam izleme fırsatı yakaladım, felaket filmlerini çok sevmeme rağmen bu kadar tantanayla gelen 2012 vasatın altında kaldı benim için. Çok beklentim vardı belki de o yüzdendir. Bir The Day After Tomorrow'dan aldığımız tadı ikiye katlar diye heveslenmiştim trailer'ı izlediğimde. Ama ı ıh. Hadi türün tüm klişelerini barındırmasını geçtim (this is the end yazılı bir pankart taşıyan dilenci, dünyanın sonuna inanan ama kimsenin takmadığı deli adam, aile içi klişe ötesi sorunlar, iyi zenci adamlar, kötü beyaz adamlar...) bu kadar gizemli bir konuyu (Maya takvimi) bu kadar hödükçe ele alması hayal kırıklığı yarattı. Halbuse Maya Uygarlığı ne kadar çekici bir konu. Erkek veledin üvey babasını mı yoksa öz babasını mı daha çok sevdiğini izlemektense bir Maya kültürü, ne bileyim böyle eski kitaplar, belgeler vs. olsaydı film çok daha ilginç olurdu. Görsel efektleri saymazsak hiçbir şeye benzememiş. Bunun yerine District 9'a gitmenizi şiddetle tavsiye ederim.