26 Şubat 2010 Cuma

my favorite song

www.chez.com/thx .mp3
Found at bee mp3 search engine

Yaa şöyle iyi bir film izleyesim geldi. Kasvetli hava, sıcak çay, sadece ayakları örten ince bir battaniye eşliğinde. Hep devletten beklemeyin bir kere de siz tavsiye edin hadi.

up in the air (2009)


Hayattaki tek amacı 10 milyon mile ulaşıp dünyanın en özel havayolu müşterilerinden 7.si olmak, işi ABD'nin dört bir yanındaki insanları işlerinden kovmak olan Ryan'ın hikayesi biz zamane işkolikleri için ilgi çekici. Film sanki toplumsal bir soruna parmak basar gibi yapıyor ama hemencecik çekiyor parmağını. ABD'deki kriz ve işsizlikten söz ediyorum. Ciddi bir eleştiri veya değişik bir bakış açısı getirmiyor.
Uçuşla ilgili detaylar ve çömez rolündeki Anna Kendrick'in performansı dışında ortalamann üzerine çıkmayan, eğlenceli bir film. Bugün iyi vakit geçirmek, ekrana bakarak biraz hıh hıh diye sırıtmak istiyorsanız tavsiye ederim.
Ama öyle Oscarmış Küreymiş alması hakikaten ihtimal dahilinde değil. Buradan 70 milyona sesleniyorum eğer Up in The Air en iyi film Oscar'ını alırsa bıyık bırakacağım. Buraya yazıyorum.

22 Şubat 2010 Pazartesi

altın ayı bal'ın

60. Berlin Film Festivali Berlinale'de büyük ödül olan Altın Ayı, Semih Kaplanoğlu'nun üçlemesinin son halkası olan Bal'a gitti. Filmi henüz izlemedim ama Berlinale benim için çok hatırı sayılır bir festival olduğu için heyecanlandım. Nuri Bilge Ceylan'dan sonra uluslararası platformda kendini ispatladığı ve benim gibi fani sinema severleri gururlandırdığı için kendisini tebrik ediyoruz.

un prophète (2009)


!f 2010'un en iddialı filmlerinden biri, Cannes'da büyük ödülü kapmış, hapishanede geçiyor, ismi ilgi çekici, konusu heyecan verici gözüküyor ama bizim için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Zaten tamamen keyfi bloğum ne ödül takar ne de iddialara kulak asar. Herkesin bu kadar övgüyle söz ettiği bu filmden ben nefret ettim. Cuma akşamı 3 saatimi yediği gibi yıllar sonra ilk kez "film bitmeden sinemadan çıkma" isteği uyandırdı. Gelelim neden bu kadar kötü bulduğuma... Genç yaşta hapise giren ve orada yavaş yavaş çok önemli bir adama dönüşen Malik'in öyküsü hiç orjinal değil. Hadi tamam öykü alışıldık olur ama onu öyle bir anlatırsın ki değil 3 5 saat olsa izlenir. Oysa burada hikaye sündürülmüş, gereksiz detaylar ve uzuuuun sahnelerle sanki izleyicinin sabrı denenmiş. Kardeşim taş olsa çatlar! Evet tepkiliyim sayın sinefil. Sen kalk taa Caddebostan'a git, kıta değiştir bir film için o sana neler yapsın. Üzerine 2 wipeout, 3 yemekteyiz izleme isteği uyandıran yeraltı peygamberini hiçbirinize tavsiye etmiyorum.

15 Şubat 2010 Pazartesi

yönetmen incileri 19

"Learning to make films is very easy. Learning what to make films about is very hard."
George Lucas

the lovely bones (2009)

Alice Sebold'un çok satan romanından uyarlanan Lovely Bones'u sevgililer gününde Erinç ve kendime armağan ettim. İf 2010 kapsamında gittiğimiz ilk film (zaten topu topu 2 filme gidiyoruz) olarak bizi mutlu etti. Konusu orijinal olmasa da görselliği oldukça yenilikçi, anlatım tarzı da masal gibi olduğu için film bizi içine almayı başardı. Genç kızları öldürmekten keyif alan, sessiz sakin komşu amca küçük Suzie'yi ağına düşürüp öldürür ve Suzie ne bu dünyada ne de öbür dünyadadır artık. Arada kalmıştır. İşte tam bu aradalık durumunu o kadar güzel geçişlerle anlatmış ki Peter Jackson, aaaa ne güzeeeel diye izlerken buluyorsunuz kendinizi. Klasik bir konuyu yepyeni bir bakış açısıyla anlattığı için beğeniyor, tüm sevenlere tavsiye ediyorum. Ayrıca Suzie rolündeki Saoirse Ronan'ın gözleri hipnotik bir etkiye sahip.
Not: Bütün film boyunca gülünecek hiçbir şey olmamasına rağmen her sahnede hıh hıh diye gülen ve bizi sinir eden yan koltuktaki deli kadına burdan eseflerimi sunuyorum. Akli dengeniz yerinde değilse sinemaya gelmeyin kardeşim.

11 Şubat 2010 Perşembe

multiple sarcasms (2010)

Harf oyunlu cin entry formatını çok sevmesem de zekice yapıldığında iyi oluyor. Bu filmin adı gibi. Ben bugün bunu izlemek istiyorum. Belki siz de istersiniz.

8 Şubat 2010 Pazartesi

brazil


Terry Gilliam. Bu kadar neşeli bir şarkıyı, bu kadar karanlık bir filmde kullanarak, la la la la diye hüzünlenmemizi ancak bu adam sağlayabilirdi heralde. Pazartesi sendromu filmi olarak ilan ediyorum, şarkıyı da tezat yaratması açısından, kafa karıştırma ve devre yakma maksatlı paylaşıyorum. Herkese neşeli haftalar. La la la la la la la la laaaa...


Pink Martini - Brazil .mp3
Found at bee mp3 search engine

iki dil bir bavul (2009)

 

16. Altın Koza Film Festivali'nde Siyad En İyi Film Ödülü ve Büyük Jüri Yılmaz Güney Ödülü'nü kazanan, etkileci bir film. Bir yıllığına uzak bir Kürt köyüne giden Türk öğretmenin oradaki öğrenciler ve aileleriyle yaşadıklarını anlatıyor. Aslında bu bir belgesel çünkü köy halkı gerçek, öğretmen gerçek , hikaye zaten gerçek. Denizli'li Emre tek kelime Kürtçe bilmeden, tek kelime Türkçe bilmeyen çocuklara ders anlatmaya çalışırken, içinde bulunduğu bu zor koşulları annesiyle telefonda dertleşerek aşmaya çalışıyor. Siz de 103 dakikalığına o Kürt köyüne gidiyor, oradaki zor hayata şahit oluyor, sıcacık evinizde, rahat koltuğunuzda çaresizliğinizi perçinliyorsunuz. Çok karamsar bir yorum oldu belki ama o köy gerçekten uzak. Bize, gerçekte olduğundan da uzak. Kürt, Türk kavgalarının ortasında o ufacık çocukların anlamını bile bilmeden "ne mutlu Türk'üm diyene" demeye çalıştıkları sahne her şeyi özetliyor.
Ayrıca yapısı itibariyle (belgesel gibi gerçek insanlar ile çekilmesi, okulun ve öğrencilerin gerçek olması) 2 sene önce altın Palmiye kazanan Sınıf (Entre Les Murs) filmini anımsattı bana. Mutlaka izleyin.

3 Şubat 2010 Çarşamba

2010 Oscar adayları açıklandı

Aday filmlerin çoğunu izledim ama hala bir iki tane var bekleyen. O yüzden kendi adaylarımı sonraya saklıyorum. Sadece şunu söyliyeyim, Hurt Locker bu kadar öne çıkarken bizim filmi yarısında kapatmış olmamız benim hala Oscar kafasında olmadığımın göstergesi. Akademinin kriterleri ile benimkiler hep çatışıyor. Ha ben kimim koskoca akademi kim o ayrı.

1 Şubat 2010 Pazartesi

miramax kapandı!

Disney bağımsız filmler şirketi Miramax'ı kapatma kararı aldı.
Şirketin 80 çalışanı işsiz kalacakken, şirket bünyesinde yapılan 6 yeni filmin kaderi de belirsiz.
Haberin devamı burada