27 Ocak 2010 Çarşamba

Revanche (2008)



2008'de yabancı dilde en iyi film Oscar'ını kazanan Revanche, isminden de anlaşılacağı üzere bir intikam hikayesi. Bir "pavyon"da fahişelik yapan genç, güzel bir Rus kız ile mekanın ayak işlerine bakan sevgilisi bu hayattan kurtulmak için banka soymaya karar verirler. Amatör ikilinin bunu yaparken karşılarına çıkan  polis memuru ve patlayan silah ile hikaye bir anda yön değiştirir. Bu noktadan itibaren önce intikam sonra vicdan devreye girer. %100 tek tarafın haklı veya haksız olmadığı, insanı ve durumları kendi adaletleri içinde aynen sunan filmleri çok seviyorum. Revanche da bunlardan biri. Özellikle polisin ve baş karakterimizin göl kenarındaki gizli hesaplaşmalar içeren konuşmaları şahane olmuş. Günün tavsiyesidir.


20 Ocak 2010 Çarşamba

sundance 2010 başlıyor!

Sundance Film Festival her yıl olduğu gibi bugün yani 20 Ocak'ta Utah'ta başlıyor. Buradan internet sitesine gidip festivalle ilgili her şeyi bulabilirsiniz. 




19 Ocak 2010 Salı

altın küre 2010



Avatar iki ödülle hakkını aldı, Sandra Bullock ve Jeff Bridges ilk kez ödül aldı, Jeff Bridges "değeri bilinmeyen aktör karizmam bozuldu" diyerek epey güldürdü, Halle Berry taş gibiydi, tombul tombuldu kimi memeler kavuşmuyordu düğmeler.





Robert Downey Jr. çok sempatikti. O kadar egosu yüksek insan arasında kimse haddinden fazla konuşmamayı nasıl başarıyor anlamıyorum, her defasında medeniyetlerine hayran kalıyorum, bizde niye yok diye saçma düşüncelere dalıyorum. Neyse konu dağılmadan, kazananların tam listesine buyrun.


En iyi kadın oyuncu (Komedi ya da Müzikal): Meryl Streep (Julie&Julia)
En iyi kadın oyuncu (Drama): Sandra Bullock (The Blind Side)
En iyi erkek oyuncu (Drama): Jeff Bridges (Crazy Heart)
En iyi erkek oyuncu (Komedi ya da Müzikal): Robert Downey Jr. (Sherlock Holmes)
En iyi film (Drama): Avatar
En iyi yönetmen: James Cameron (Avatar)
En iyi film (Komedy ya da Müzikal): The Hangover
En iyi yardımcı erkek oyuncu: Christoph Waltz  (Inglourious Basterds)
En iyi yardımcı kadın oyuncu: Monique (Precious)
En iyi animasyon filmi: Up
Yabancı dilde en iyi film: White Ribbon
Bir TV serisi ya da filminde en iyi kadın oyuncu: Drew Barrymore (Grey Gardens)
Bir TV serisi ya da filminde en iyi erkek oyuncu: Kevin Bacon (Taking Chance)
Bir TV dizisinde en iyi aktör (Drama): Michael Hall (Dexter)
Bir TV dizisinde en iyi aktris (Drama): Julianna Marguiles (The Good Wife)
Bir TV dizisinde en iyi aktör (Komedi ya da Müzikal): Alec Baldwin (30 Rock)
En iyi şarkı: The Weary Kind (Crazy Heart filminin şarkısı)
En iyi film müziği: Michael Giacchino (Up filminin müziği)
En iyi TV serisi (Drama): Mad Men
En iyi TV mini serisi:
Grey Gardens

18 Ocak 2010 Pazartesi

devil's advocate - god scene

Devil's Advocate'de Al Pacino'nun Tanrı'yı anlattığı efsanevi sahne yok mu? işte onun Kinetic Typography hali.


13 Ocak 2010 Çarşamba

cat power - werewolf

Geçen akşam izlediğimiz Powder Blue'nun tek güzelliği...




Cat Power - Werewolf .mp3
Found at bee mp3 search engine

8 Ocak 2010 Cuma

The Road (2009)

Cormac Mccarthy'nin Pulitzer ödüllü romanından uyarlanan, müziklerini Nick Cave'in hazırladığı, başrollerini Viggo Mortensen, Charlize Theron ve Guy Pearce'in paylaştığı, John Hillcoat'un (The Proposition) yönettiği bir film olur da, buraya konmaz mı? Hele bir de post-apocalyptic olursa hiç dayanıyorum. Şahsen bu kıyamet sonrası ekolünden hiç bıkmayacağım.

Video: The Road Trailer     Benzer: the, road, official, trailer

7 Ocak 2010 Perşembe

başka dilde aşk (2009)




Dün akşam Yasemin'le gittiğimiz “başka dilde aşk” acaip keyif verdi. Mert Fırat hem senaryoya ortak hem de başrolde mucizeler yaratıyor. Boşuna dikkatimizi çekmemiş Kapalıçarşı dizisiyle... Bu film sayesinde sinemada hikayenin önemini bir kez daha anladım. Kürek takımında yarışan, kütüphanede “sessizliği” sağlamakla görevli sağır dilsiz bir adam ile çağrı merkezinde çalışan ve insanları dinlemekten bunalmış dünyalar güzeli bir kızın aşk hikayesi. Film en temelde iletişimi sorguluyor. Nasıl anlaşıyoruz ya da anlaşamıyoruz, sözler mi önemli hareketler mi... Ayrıca bir yandan da bize engellilere nasıl yaklaştığımızı sorgulatıyor. İzlerken, tüm dünya sağır dilsiz olsaydı engelli olan ben olurdum ve hiçbir şey anlamazdım diye düşündüm. İşaret diliyle konuşulan sahnelerde biz “duyabilen dilliler” için altyazı olması ironikti. Neden bütün filmlerde sağır dilsizler için altyazı yok?
Zerre kadar duygu sömürüsüne kaçmadan böyle bir hikayeyi temiz temiz anlatan yönetmene (İlksen Başarır) ve özellikle işaret dilini mükemmel şekilde öğrenip oyunculukları ile gözlerimi dolduran Mert Fırat ve Lale Mansur’a alkışlaaar!

avatar (2009)



 

Çok konuşuldu, çok yorum yapıldı hala da yapılıyor. Bir ben eksiktim o yüzden ben de konuşmak istiyorum. "Yüzyılın filmi"mi, "çığır açan sinema"mı, "olağanüstü"mü bilemem, o kadar iddialı çıkışları tasvip etmiyorum fakat Avatar sinemanın hakkını veren bir film. Hem hikayesi iyi hem uygulaması. Görsel efekti dayarım hikaye önemli değil zihniyeti ile çekilen birçok Hollywood filmine fersah fersah tepeden bakıyor. Detaylar çok etkileyici, fikirler çok akıllıca hala izleyemenler için spoiler olsun istemiyorum ama "network" fikri gerçekten dahice. Arkasındaki emeği de görünce saygıyla selamlamaktan başka bir şey kalmıyor bize.
Avatar ile ilgili hayranlık dolu yorumlardan çok sıkılıp ille de marjinalim, popüler olana tü kaka yaparım diyenler için burada bir çıkış yolu var.