30 Eylül 2009 Çarşamba

the boat that rocked (2009)

Pazar günü sinemada fragmanını izledim, pazartesi akşamı ilginç tesadüfler sonucu elime geçti. Tam bir İngiliz komedisi. Eğlenceli bol rock'n roll'lu, 60'ların asi ruhunu sevenlere birebir. Fragmanı sinemalarımızda olduğuna göre pek yakında gelir. Karşınızda "yıkılan tekneeeee!" Filmin Türkçe ismini kesinlikle bu şekilde öneriyorum. Alternatifsiz hem de.

29 Eylül 2009 Salı

yönetmen incileri 12

"I don't really know what is shocking. When you tell the story of a man who is beheaded, you have to show how they cut off his head. If you don't, it's like telling a dirty joke and leaving out the punch line."
Roman Polanski

roman polankski göz altına alındı.


Vakti zamanında (31 yıl önce Amerika'da) 13 yaşındaki bir kıza tecavüz etmekle suçlanan yönetmen Roman Polanski ödül almak için gittiği Zürich'te göz altına alınmış. 31 yıl sonra neden birden bire göz altına alındı? Şahibeli bir olay. Polanski'ye bu davada destek verenlerin sayısı da çok. Amerika'nın iddiasına inanmayanlar kendisini yıllardır imza kampanyaları ile destekliyor.
Haberin devamı burada

28 Eylül 2009 Pazartesi

film terapisi

Hep düşündüğüm bir şeydi, hep de söylemişimdir (içimden kendi kendime), "kafa sağlığımı filmler sayesinde dengede tutabiliyorum" diye. İşte bilimsel karşılığı! Avrupa ve ABD’de oldukça yaygın olan film terapisini konunun uzmanı Fransa’da yaşayan Psikopatolog ve Türkolog Deniz Keziban Çakıcı konuyu derinlemesine anlatmış.

...sinema iz bırakır, gerçekten de değiştirir. Her izlediğimiz filmde mutlaka kendimize pay çıkartır, sahneler gözümüzün önünden kayıp geçerken hayatımızdan da mutlaka bir şeyler buluruz. Ama o izlediğimiz filmlerden kimilerinin terapi olduğunu hiç düşündünüz mü? Yedinci sanat dalı olan sinemanın böyle bir özelliği de var...
Devamı burada

25 Eylül 2009 Cuma

ricky (2009)

François Ozon'un son filmi Ricky vizyonda. Alt yazılı trailer yok fakat dil önemli değil. Bir kadın ve bir erkek tanışır tanışmaz aşık olurlar. Kadın hamile kalır ve bu aşkın meyvesi Ricky diğer bebeklerden oldukça farklıdır. Çok eğlenceli gözüküyor.

Ricky trailer

24 Eylül 2009 Perşembe

köprüdekiler (2009)

Link: Köprüdekiler (2009)

Kadın sinemacı gördüm mü dayanamıyorum. O kadar azlar ki... hele bir de böyle başarılıysa burada paylaşmayayım da ne yapayım? Aslı Özge'den belgesel kıvamında, tamamen amatör oyuncularla çekilmiş Boğaziçi Köprüsü merkezli bir film. Kasım'da vizyonda. Erinç'e teşekkür ediyorum bilgi ve birikim için.
Filmin başarı hikayesine de bakın hele:

16 Temmuz 2009

KÖPRÜDEKİLER ilk uluslararası gösterimini, 5-15 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek 62. Locarno Film Festivali'nde yapıyor. Film festivalin Günümüzün Yönetmenleri Bölümü'nde Altın Leopar için yarışacak.
23 Haziran 2009
KÖPRÜDEKİLER Toronto Film Festival'inin Contemporary World Cinema Bölümü'ne davet edildi. Festival 10-19 Eylül 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek.
14 Haziran 2009
KÖPRÜDEKİLER 16. Adana Altın Koza Film Festivali Ulusal Film Yarışması'nda En İyi Film Ödülü'ne değer bulundu. Ödülü yönetmen Asli Özge'ye taktim eden Jüri başkanı Nuri Bilge Ceylan filmin toplumdan dikey bir kesit çıkararak sanki o toplumun bütün özelliklerini gösterdiğini belirtti.
Haziran 2009
Nick James, Sight & Sound

... Hayranlık verici bir hassasiyet ve kusursuz bir zamanlamayla bir araya getirilmiş ...
24 Nisan 2009

Klaus Eder, Fipresci

... Hiç şüphe yok ki KÖPRÜDEKİLER arkasında iz bırakacak mükemmel bir film ...
Nisan 2009

Olkan Özyurt, Sabah

... KÖPRÜDEKİLER, hem İstanbul'un çeliskilerini gösterirken, hem de metropolün 'arka sokaklarına' kulak vererek, yeni bir yönetmeni müjdeleyen bir film ...
18 Nisan 2009

28.Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında verilen "Altın Lale Yılın En İyi Türk Filmi" ödülü KÖPRÜDEKİLER'e verildi. Filmin yönetmeni ve yapımcısı Aslı Özge ve filmin diğer iki yapımcısı Sevil Demirci ve Fabian Massah'a ödüllerini Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri Başkanı Kutluğ Ataman takdim etti.
30 Mart 2009

KÖPRÜDEKİLER İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma Bölümü'ne seçildi. Film 15 Nisan'da Emek Sineması'nda 21.30 seansında gösterilecek.
7 Kasım 2008

Amsterdam Uluslararası Film Festivali IDFA kapsamında düzenlenen kaba montaj proje sunumuna seçilen 7 projeden biri KÖPRÜDEKİLER oldu. Sunumlar 24 ve 26 Kasım tarihleri arasında yapılacak.
15 Temmuz 2008

KÖPRÜDEKİLER'in İstanbul'daki çekimleri bitti. Berlin'de post-prodüksiyon süreci başladı.
7 Nisan 2008

KÖPRÜDEKİLER İsviçre'de "Nyon Visions Du Reel" Festivali kapsamında düzenlenen EDN proje sunumuna seçilen 12 projeden biri oldu.

Kaynak: http://www.koprudekiler.com/




filmekimi



Kısa bir aradan sonra buradayım. Avrupa görüp, yaşam sevinci edindim, burada bozdurup bozdurup harcamak üzere geri geldim. Bir baktım sanatsal aktiviteler kışın gelmesiyle birlikte coşmuş. Bunlardan biri de çok sevdiğim filmekimi.
Bu sene 17 - 25 ekim tarihleri arasında gerçekleşiyor. Biletler 3 Ekim itibariyle Biletix'te. Film listesi aşağıda:


whatever works
- woody allen
dust of time
- theo angelopoulos
bright star
- jane campion
9
- shane acker
a serios man
- joel coen / ethan coen
che
- benicio del toro / steven soderbergh
cheri
- christopher hampton
five minutes of heaven
- olivier hirschbiegel
the white ribbon
- michael haneke
eastern plays
- kamen kalev
eden is west
- costa gavras
humpday
- lynn shelton
ispiyoncu
- steven soderberg
looking for eric - ken loach
vengeance
- johnnie to
don't look back
- marina de van
politeknik katliamı - denis villeneuve
thirst
- park chan - wook
valhalla raising
- nicolas winding refn

15 Eylül 2009 Salı

kosmos (2009)

Reha Erdem'in son filmi Kosmos trailer'ı ile merakımızı cezbetti. Henüz Hayat Var'ı izleyememiş biri olarak dvd'si olan varsa burdan sesleniyorum lütfen verin izleyeyim ben bulamıyorum çünkü. Sonra da Kosmos sinemada... Vahşi bir cazibesi var bu filmin. Müzik, görüntüler çok çekti beni.



patrick swayze'yi kaybettik.

2008'de pankreas kanserine yakalanan Patrick Swayze 57 yaşında hayata veda etti. Gençliğimizin unutulmaz filmi Dirty Dancing'le asi ama gururlu erkek profilini biz yeni yetmelerin aklına sokuvermişti. Sonra da Ghost'ta Demi Moore ile aşkın ölümsüzlüğünü... Benim için bu iki film 80'li yılların, ergenliğin, bazı duygularla ilk kez tanışmanın mihenk taşı gibidir. Ama ikisinden birini seçmem gerekirse tabi ki Dirty Dancing derim. Patrick'in anısına gelsin, jenerasyon kardeşlerim hadi hepinizin gözleri dolsun.




14 Eylül 2009 Pazartesi

soul kitchen'a venedik'te ödül!


Fatih Akın'ın son filmi Soul Kitchen, Venedik Film Festilvali'nde jüri özel ödülünü kazandı. Bu kadar prestjili bir festivalden böylesine önemli bir ödülü üstelik de bir komedi filmiyle almak her baba yiğidin harcı değil. Kendisini tebrik ediyoruz. Kebab Connection'dan sonraki ikinci komedi denemesini de ödülle tasdikledi, işi bildiğini kanıtladı. Bakalım biz ne zaman izleyebileceğiz.

Kısaca filmin konusu:
Restoran sahibi Zinos'un kız arkadaşı Nadine yeni bir iş için şangay'a taşınır. İşlettiği Soul Kitchen adlı restoranda da işleri pek yolunda gitmeyince Zinos hayatını düzene sokmak için komik bir mücadeleye girer.

11 Eylül 2009 Cuma

10 Eylül 2009 Perşembe

toronto film festivali başladı!





Sevgili festivalsever okurlar, dünyanın en baba film festivallerinden biri olan Toronto Film Festivali başladı. 10-19 eylül arası birçok ünlü yönetmen yeni filmleriyle boy gösterecek biz de burada o filmlerin dvd raflarına düşmesini bekleyeduracağız. Festival Jon Amiel'in Creation filmi ile başlayacak.

Diğer filmlerden bazıları:
Leonard Cohen: I'm Your Man-Lian Lunson
Antichrist - Lars von Trier
Broken Embraces-Pedro Almodóvar
The Good Heart-Dagur Kári
The White Ribbon-Michael Haneke
A Serious Man-Coen Brothers
Enter the Void-Gaspar Noé



9 Eylül 2009 Çarşamba

kitap tavsiyesi


James Monaco'dan sinema üzerine müthiş kapsamlı bir kitap: Bir Film Nasıl Okunur? Hemen edinip baş ucuma koyacağım. Meraklısına duyurulur. Şu adresten en uygun fiyata temin edilebilir. İngilizcem çok iyi illa orjinalini okuyacağım derseniz amazon yolları taşlı.

8 Eylül 2009 Salı

sonbahar (2007)


Sonbaharın alenen geldiği bugünlerde oturup uzun zamandır izlemeyi ertelediğim bol ödüllü Sonbahar'ı izledim. Dışarda yağmur, evde tek başına derken filmin içime oturduğunu fark ettim bu sabah. Her saniye ne kadar yavaş akarsa aksın, anlamlı bu filmde. Doğu Karadeniz'in olağanüstü doğası, kasvetli havası ve ölüme tik tak tik tak diye geri sayan Yusuf'un hikayesi insanı derinden etkiliyor. Nuri Bilge Ceylan ile birlikte durağan, görsel ağırlıklı sinemaya alışmaya başlayan yurdum sinefil yavruları için biçilmiş kaftan. Hiçbir şeye özenmeyen, tamamen doğal diyaloglarla ilerleyen, salt sinema. Vallahi bravo Özcan Alper. Sonbahar bitmeden mutlaka izleyin.

7 Eylül 2009 Pazartesi

brief interviews with hideous men (2009)

Sundance'in gözdelerinden, bir ilk film. Sevgilisi tarafından terk edilmiş genç kadın bir sürü erkekle röportaj yaparak o meşhur "neden" sorusunu cevaplamaya çalışıyor. Kadın kısmısı olarak merak ettik tabi. Yasemin'e teşekkürler ayrıca.







brick (2005)

Biraz geç kalarak keşfettiğim Brick, tek kelimeyle anlatmak gerekirse "özgün".
Sevmeyebilirsiniz, sıkılabilirsiniz, ya da çok sevip koltuğa yapışabilirsiniz ama bir konuda hemfikir olacağımız kesin, bu filmi yapan kişi (Rian Johnson
) yetenekli. Film sizi kendi karanlık dünyasına çekiyor, her kara filmde olduğu gibi bir dark side'a geçiyorsunuz. Ordan sonrası size kalmış. Ya kaptırıp gidecek ya da dışardan bakacaksınız çünkü kendi tuhaf jargonları ile konuşan bir grup liseli çocuğun en baba mafya filmlerini aratmayacak karmaşık bir uyuşturucu, cinayet, ilişkiler üçgeniyle karşı karşıyasınız. Baş (anti) kahramanımız Brendan öldürülen sevgilisinin (Emily-Lost'daki Claire) ardından bütün bu olaylar örgüsünü kıvrak zekasıyla ortaya çıkarmaya çalışıyor. Öldürülen sarışın liseli kızın ardından dönen olaylar, ortaya çıkan gerçekler demişken aklıma David Lynch'in İkiz Tepeler'i gelmedi değil. Sanki oraya bir sevgi saygı mı var? Genç sinemacılar Lynch abilerine mi özeniyor? Eğer öyleyse bile söz konusu olan başarılı bir özenme.
Mekanlar ıssız, renksiz, lise olarak gördüğümüz yer daha çok terk edilmiş bir bölgeye benziyor. Oranın bir lise olduğunu öğrencilerin dolaplarından anlıyoruz. Zaten çocukların liseli olduklarını da ağızlarından duymasak inanmayız. Bu kelimeyi kullanmayı seviyorum oley yeri geldi kullanacağım, "tekinsiz" bir film izlemek isteyen sinefil yavrularına bu haftaki nacizane tavsiyem budur.
Ayrıca yukarıda görmüş olduğunuz illüstrasyon filmin senaryosundan. Senaryo burada.
Göz atılabilir çünkü dümdüz bir metin yerine sahneleri resmedilmiş bir hikaye gibi...


4 Eylül 2009 Cuma

dorian gray (2009)

Oscar Wilde'ın hiç yaşlanmayan erkek güzeli Dorian Gray'i sinemaya geliyor. Geçmiş yüzyıllarda geçen tutkulu, tuhaf hikayeleri sevdiğim için olsa gerek hemen algıma takıldı. İlginç olabilir...

3 Eylül 2009 Perşembe

the man who stare at goats (2009)

Kadrosuyla, konusuyla ve ismiyle ilgimi çekti. Belki sizin de çekebilir.

fransız belgeselci öldürüldü


Christian Poveda... Fransız bir belgeselci... Sokak çeteleri ve onların günlük yaşamlarıyla ilgilendi, onları fotoğrafladı, araştırdı ve La Vida Loca'yı çekti. El Salvador'daki meşhur La 18 sokak çetesini anlatan bu filmin ardından kafasından vurularak öldürüldü. Bu şekilde işine olan aşkı, bitmeyen merakı ve tutkusu yüzünden ölüme giden insanlar beni çok etkiliyor. Eminim Christian Poveda bu filmi yaparken başına gelenlerden dolayı böyle bir şeyin olabileceğini tahmin etmiştir, tehditler almıştır. Ona rağmen filmini bitirmiş. Huzur içinde yatsın. Haberin devamı burada.

1 Eylül 2009 Salı

sarışın kadının intikamı


Bundan 1-2 ay önce Inglourious Basterds ile ilgili haberleri yazmıştım. Haftasonu izledim. Nazi filmlerinden bıkmış usanmış bir izleyici olarak bu filmi çok sevdim. İntikam soğuk yenen bir yemektir dercesine, Tarantino sanki bütün nazi filmleri çekilsin de ben en son noktayı koyayım diye beklemiş gibi.
Bence o da benim gibi bütün gelmiş geçmiş nazi konulu filmlerden o kadar sıkılmış ki hepsinin kıçına tekmeyi basmış. Bütün duygu sömürülü, ağlak müzikli, 1500 Oscar'lı o filmler ile dalgasını geçerken konuyu hafife aldığını sanmayın sakın. Hard core girişmiş üslubuna yakışır biçimde. Üstü kapalı, imalı olan hiçbir şey yok. Son zamanlarda izlediğim en direkt hikayelerden biri.
Öncelikle bu adam içinde intikam ve sarışın kadın olan filmler yapmayı seviyor onu anladık. Tarantino, nazilerden intikamını sarışın sinema sahibi Shosanna Dreyfus (Mélanie Laurent) ile alıyor. Tıpkı Kill Bill'de katillerden intikamını alan Bride gibi... Hiç utanması, sakınması da yok üstelik. Siz Yahudileri nasıl damgaladıysanız ben de sizi alnınızdan damgalarım diyor. Siz onları nasıl toplu halde yaktınız, canınız sıkıldıkça nişan alıp vurdunuz ben de sinemayı yakarım, teker teker sizi vururum diyor. Ve tüm bunları yaparken de o malum Tarantino cüretkarlığı ile yapıyor. Brad Pitt harika ama ondan daha harika olan biri var ki o da SS güvenlik dedektifi Hans Landa rolündeki Christoph Waltz. Filmin parlayan yıldızı o bence. Bundan sonraki filmlerini takibe aldım bile.
Özetlemek gerekirse filmden insana çok şiddetli bir intikam duygusu geçiyor. Bugüne kadar izlediğim nazi filmlerinde sadece duygu sömürüsü, acıma vardı. Burada kan var.

yönetmen incileri 10

"Film is a very, very powerful medium. It can either confirm the idea that things are wonderful the way they are, or it can reinforce the conception that things can be changed."
Wim Wenders