12 Nisan 2010 Pazartesi

Bal (2010)

Cumartesi günü Altın Ayı'lı Bal'a gittik. Öncelikle Gönenç'e teşekkür ederim uzun zamandır bu kadar derin bir film izlememiştim. Üçlemenin diğer iki filmi Yumurta ve Süt'ten sadece Yumurta'yı gördüm ve Bal'ı da izledikten sonra sinemanın ticari ve popüler kaygılar olmaksızın özüne döndüğünde ne kadar keyif verebileceğini hatırladım.
Bir kere Yusuf rolündeki ufaklık (Bora Altaş) bütün filmi almış götürmüş. Küçük bir oğlan çocuğundan bu denli iyi bir oyun alabildiği için Semih Kaplanoğlu'na ne desek az. Belli ki sabırla, özenle, ince eleyip çok sık dokunarak çalışılmış. 


Yusuf ve babası Yakup'un hikayesi isimlerinden de anlaşılacağı gibi dini göndermeleri olan, maneviyatı, insanın iç dünyasını temel alan bir hikaye. Yusuf okumayı sökmeye çalışıyor. Kısık sesle rahatça konuşup okuyabildiği halde yüksek sesle yapamıyor. Babası onun dilinden anlayan en yakın arkadaşı gibi... Zaten başka da arkadaşı yok. Sesini duyuramadığı için yalnız, içine kapanık ama bir o kadar meraklı. Küçük bir çocukken hissettiğimiz dışlanma korkusu, o garip yalnızlık hissi, bir yandan o hissi sevmek, keşfettiğimiz her şey, doğa, annemizin bize yemek hazırlarken sağa sola sallanan etekleri, dünyanın en basit gerçeklerinin bizim için ne kadar gizemli olduğu, rüyalar, dua okuyan teyzeler, vicdan... Belki de en son çocukken hissedip bir daha hatırlamadığımız bir çok duygu var bu filmde. Kendi adıma konuşayım. O kadar uzaklaşmışım ki kendi çocukluğumdan, bazı şeyler tanıdık gelse de hissedemedim. Unutmuşum. Ne fena... Bu üçleme zaten Yusuf'un  zamanla özünü nasıl unutup kendinden uzaklaştığını anlatıyor.


Bazı sahneler var 30 saniyeliğine de olsa insanın içine öyle bir dokunuyor ki... Sırf o sahneler için bile izlenir. Nuri Bilge Ceylan ve Tarkovski özentisi eleştirilerini yersiz buluyorum. Tabi ki benzerlikler var. Derdini sade, müziksiz, minimum diyalogla anlatmaya çalışan sanat sinemacılarının aynı yerlere uğrayıp, zaman zaman teknikte ve içerikte kesişmeleri çok normal geliyor bana. Semih Kaplanoğlu'na ödülü sonuna kadar hak etmiş bu güzel film için tekrar tebrikler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder