5 Ağustos 2009 Çarşamba

the running man (1987)

Bugün nostaljik günümdeyim. 80'lerde ne kadar çirkinmişim, her şey ne kadar anti-estetikmiş ama bir o kadar da saf ve temizmiş. Yeniymiş her şey. Rayban gözlükler, marka tişörtler, jean'ler, spor ayakkabılar heyecan vericiymiş. Daha öncesi yok çünkü, ondan. Neyse konumuza gelelim bu film de öyle bir his yaratıyor bende. Bilimkurgunun nispeten bakire olduğu zamanlar... Konuların henüz kendini tekrar etmeye başlamadığı, yeni olduğu zamanlar... Karanlık bir gelecek ve o gelecekte yanlışlıkla hapse düşmüş masum bir adamın hayatını kurtarmak için eline geçen tek şans: Ölmemek için koşmak. Zaten Türkçe'ye "Ölüme Koşan Adam" olarak çevrilmiş. Efektler harika, karakterler fantastik, Arnold'un zaten altın çağı. Star1 kanalında o dönem yakalayıp da izlemediyseniz izleyin mutlak. Aksiyonlu distopia bu. Hey gidi be olsa da izlesek.


Not: Stephen King'in kısa bir öyküsünden uyarlandığını da ekleyeyim. Bu kadar iyi olması sebepsiz değil elbet.

1 yorum:

  1. katilmakla beraber; nacizane retuse:

    - 'the running man' aslen stephen king'in 'richard bachman' rumuzuyla yazdigi 'bachman kitaplari' serisinden bir romandir.. turkce'ye stephen king'in 'azrail kosuyor'u olarak cevrilmistir..
    'nick'i ortaya serilen king, daha sonra bu pek icerledigi hadiseden esinle 'the dark half'i yazmis; yine muhtesem ceviriyle 'hayati emen karanlik' adiyla turkce'ye cevrilmistir..
    bu kitabi da 1993 yilinda, 'night of the living dead'le baslayan 'living dead' serisiyle korku sinemasinin en birincil kultlerini yaratan george a. romero tarafindan sinemaya uyarlanmistir.. ki bu serinin son filmi de bu yil cekilmis olup, hakkinda zerre fikrim yoktur.. :)

    - 'the running man'i roman uyarlamasindan ziyade yorumlama diye nitelemek bence daha dogru olacaktir; zira okuyanlar bilir ki gelecekte(2025) geciyor olsa da hikaye izledigimiz kadar futuristik degildir sayfalarda..
    bu yuzden stephen king'in hakkini vermek lazim, gelecegi pek de iyi gormus gibi; en azindan hollywood yapimcilarindan daha iyi.. hehhe, bu bolumu yazarken fonda 'macgyver' acikti ve 'knight rider'da michael'in patronu olarak tanidigimiz beyaz sacli amca aynen sunu soyledi; kelime ekle/cikartmadan: 'hollywood'lu yapimcilar her seyi son dakikada degistirmeye bayilirlar..' :)
    yorumlama olarak nitelemek icin bir diger nedense, filmdeki gibi bir parkur dahilinde yarismayisidir olume kosanlarin; aksine bizzat sokaga cikip tum ulkede, tum ulkeden kacmaktadirlar.. hayli ucuz bir produksiyondur aslinda.. :) show tv'de bir donem yayinlanan 'kacak' adli yarisma, kitabin ruhuna dair daha iyi bir fikir verecektir sanki..
    aslinda baska bi deyisle; 2025, king'in 1984'u 'gibi'dir de diyebilirim..

    ama tabii ki; olsa da izlesek.. :)

    YanıtlaSil