24 Ağustos 2009 Pazartesi

the way we were (1973)


Bugün nostaljik bir filmle karşınızdayım sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen okurlarım. Bir pazar akşam üzeri evde pineklerken karşınıza çıkabilecek en hoş filmlerden biri bu olsa gerek. Robert Redford ve Barbra Streisand'ın "birbirlerine rağmen" sürdürmeye çalıştırdıkları bu aşk hikayesini izlemek insana vallahi de billahi de çok iyi geliyor. 70'li yıllarda Amerikan Sineması ne kadar da inceliklerle doluymuş meğer. Hollywood'un kaba saba halini almadan önceki son dönemleri belki de...
Bu filmi güzel yapan kuru kuruya bir aşk hikayesinden fazlasını barındırması. Dönemin politik koşulları, düşünce ayrılıkları ve iki sevgilinin bu konulardaki taban tabana zıt görüşleri, izlenmesi çok keyifli bir hikaye yaratıyor. Eminim çoğunuz izlemiştir, duymuştur, yarısından yakalayıp bitirmemiştir veya ismini çok duyduğu için izlemese de izledim diyordur. Hiç önemli değil hepimiz insanız. Ben diyorum ki bir daha izleyin.
Buradan da harika şarkısını dinleyin ki romans konseptimiz tavan yapsın.

Yıllar sonra Katie Hubbell'ı yeni sevgilisi/karısı ile yolda görür ve her zamanki hareketiyle eski aşkının saçını düzeltip şu cümleyi sarf eder.

"Your girl is lovely, Hubbell"

Kabullenişin, bırakışın en sade anlatımı olsa gerek.

Not: Bu arada Robert Redford'un gençliğinin, Brad Pitt'in tıpkısının aynısı olduğunu düşünen bir tek ben miyim?

2 yorum:

  1. sex and the city de, Big'in Natasha ile nişanlandığı bölümde kızların Hubble ve Katie girl açılımı konuşmaları ve Carrie'nin nişan çıkışı yolda karşılaştığı Big'e "your girl is lovely Hubble" demesi. Big'in anlamsız gözlerle Carrie'e bakıp "I don't get it" demesi ve Carrie'nin "you never did" cevabı... En az 10 kere izlediğim bu filmi bir daha izleyesim geldi şimdi...

    YanıtlaSil
  2. gözün digitürk'te olsun. çıkıyor bu aralar.

    YanıtlaSil