24 Ocak 2011 Pazartesi

[gerçek hikayeler] 127 hours / temple grandin

İki gerçek hayat hikayesi... İki gün üst üste... Biri 127 hours diğeri Temple Grandin.




127 Hours Danny Boyle'un artık şüphesizliğinin kanıtı gibi olmuş. Şüphesiz iyi müzik, şüphesiz iyi (ve özgün) bir hikaye anlatımı, şüphesiz iyi bir görsellik. Gerçek hikayeleri anlatmanın her zaman daha zor olduğunu düşünüyorum. Hele de bu hikaye "kanyonlarda keşif gezileri yapmaya tutkuyla bağlı bir adamın bir gün kayalar arasında sıkışıp burada geçirdiği 127 saat" gibi son derece durağan olma riski taşıyan bir hikaye ise... Ama Danny Boyle çok leziz anlatmış Aron Raltston'un gerçek hikayesini. Hayalle gerçek arası gel gitleri oldum olası sevdiğim için resmen bazı sahnelerde en sevdiğim çikolatadan ağız dolusu yiyormuşum gibi hissettim. Aron rolündeki James Franco da pek yakışmış rolüne.




Danny Boyle'u neden sevdiğimi de keşfettim bu filmle. Aslında çok dramatik hatta trajik sayılabilecek durumları kendine has hafife alan (olayın önemini aşağılamak anlamında değil) bir tarzla anlatıyor ve bu da filmi izlenir kılıyor bence. Kesinlikle izleyin. Sonunu bilseniz bile...

İzlediğim diğer gerçek hayat hikayesi ise Temple Grandin adındaki otistik bir kadının 50'lerde başlayan 70'lerde devam eden başarı hikayesi. Claire Danes başrolde otistik rolünü şahane oynuyor. Otistik birinin hikayesini izlerken otizmin de aslında ne olduğunu anlatıyor film.



İzlemesi çok keyifli. İnsan beyninin acaiplikleri ilginizi çekiyorsa ve klasik, "tüm zorlukları yenerek, kendilerini aşmayı başaran insanların göz yaşartan başarı hikayeleri"ni seviyorsanız mutlaka izleyin.
2010 filmi olmasına rağmen hiç duymamıştım. O yüzden Volkan'a teşekkür eder çok yakında burada sizlerle olmasını ümit ettiğim bir acaip filmi izlemek üzere iyi geceler dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder